16 Mayıs 2015 Cumartesi

TED Konuşmaları: Neden Şiire İhtiyaç Duyarız?

TED Konuşmalarıyla tanışmamı sağlayan Nil Karaibrahimgil'e öncelikle yine yeni yeniden teşekkür ederim. 

Şiir eleştirmeni Stephen Burt, "Neden şiire ihtiyaç duyarız?" sorusunu tam da benim gibi kelimelerin en çok söylemek istediği şeyin etrafında kafiyelerle döndüğü ve en son ona göz kırptığı yollardan söylenişine aşık olanlar için cevaplamış.  


Videonun başında sözcük insanı olduğundan, dünyayı en iyi biçimde resimlerle ya da sayılarla değil, sözcüklerle anladığını ve yeni bir duygu tattığında bunu sözcüklere dönüştürdüğünü söylüyor.
Bu tanımlamadan yola çıkarsam, bende kendimi bir sözcük insanı olarak tanımlayabilirim. Hissettiklerinizi birer kelimeyle de olsa yazmadan, tam hissetmiş olmuyormuşsunuz gibi değil mi? Mesela herkesin yıllar yılı yazmaya kıyamadığı ve sakladığı bir defteri mutlaka olmuştur. Ben buna ne yazsam ki defter bitince üzülmesem diye düşünenlere bu noktada şöyle bir tavsiyem olabilir; unutmak istemediğiniz olaylar karşısında hissettiklerinizi not edin! Mesela aşık olduğunuz kişinin sevgisini hissettiğinizde, midenizin hemen altındaki saniyelik kıpırtıyı ya da çok sinirlendiğiniz bir olay karşısında farkında olmadan dudağınızın ısırdığınız köşesindeki o sonradan duyduğunuz sızıyı not edin. Bunlar, o his geçtikten sonra o an nasıl hissettiğinizi hatırlamanıza ve kendinizi daha iyi anlamanıza yardımcı olur. "O an böyle hissetmiştim, vay be" diyerek her gün yeniden kendinizde bilmediğiniz bir noktanızı keşfedip ondan kurtulmak için ilk adımı atabilir ya da onu çok sevip hayatınızın sonuna kadar sıkı sıkıya sarılmaya karar verebilirsiniz. 

İşte bu noktada şiir, biz sözcük insanlarının iletişim kanalı oluyor. Tüm o hisler, şiirlerde şekilleniyor. O anki hislerinize ama kafiyeli ama kafiyesiz, günlük hayatta kullandığımız dilden bir noktada daha farklı, içimizdeki ulaşılması zor bir noktaya parmak ucuyla dokunabilecek araç, şiirdir.

Burt, konuşmasının ilerleyen dakikalarında  "Şiiri okuması ve paylaşması kolaydır ve bir şiiri okuduğunuzda birisinin sizinle ya da size hitaben konuştuğunu hayal edersiniz; çok uzakta bulunan ya da hayali ya da ölmüş birinin. Bu nedenle bir şeyi ya da birisini hatırlamak istediğimizde, kutlamak istediğimizde, ölümün ötesine bakmak ya da hoşçakal demek istediğimizde şiirin kapısını çalarız. Şiiri önemli kılan nedenlerden biridir bu." diyor.  

İçimizdeki o nokta hariç, çok uzakta bulunan, hayali ya da ölmüş birine de dokunma gücü olan yine şiirin kendisidir. Kullanıcı adımda belirttiğim, benden 94 sene önce dünyaya gelip bundan 52 sene önce gitmiş olan kıymetli şair Nâzım Hikmet'in elini mısra aralarında sıkı sıkıya tutabiliyor olmam, onun şiirlerinde benimle konuşması ve bana hitab etmesindendir.

"Şiirler nasıl hissetiğinizi söylemenize, göstermenize yardımcı olabilir, bununla beraber sizi duygularla tanıştırırlar, dünyadaki varoluş biçimleriyle, size hiç benzemeyen insanlarla, hatta belki çok, çok eski zamanlardan insanlarla... Hatta bazı şiirler size ellerinden gelenin sadece bu olduğunu söylerler....ve bir an için de olsa, belki size de oluyordur, çok eskilerden birisiyle karşılaştığım ya da karşılaşıyor gibi olduğum hissine kapılıyorum, oldukça unutulmaz birisi."

Daha önce şiirlerin diğer insanları nasıl hissettirdiği üzerine hiç kafa yormamış biri olarak, konuşmanın bu kısmı en kıymetli mesajı iletiyor. Şiirler bizi şairin deneyimleriyle edindiği duygularla ve hatta şairin kendisiyle tanıştırır.

Naçizane tavsiyem, duygularınıza ayna tutup yansımasında onları size normalden farklı yönleriyle yansıtan şiirlerle hala tanışmadıysanız tanışın ve içinizdeki noktaya dokunan en güzel şiiri bulana kadar hepsinin tadına bir bir bakın. Belki sizde çok eskilerden biriyle, bir hisle, hiç sevmediğiniz bir rengin aslında o en güzel tonuyla karşılaşır ve onu tanıdığınıza çok mutlu olursunuz. 
Şiirle kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder