Hoşçakalları hiç sevemedim.
O yüzden kimseye hoşçakalım yok.
Olmasın da.
Sevdiğim insanlara veda etmekle geçiriyorum ömrümü.
Kendine iyi bak'lara,
yolun açık olsun'lara
Ve daha nice iyi dileklere
dudağımın kenarındaki sahte bir gülücükle
ve setini aşıp göz çukurlarımdan özgürlüğüne kavuşmayı bekleyen boncuk yaşlarla teşekkür ediyorum sadece.
Herkes veda eden gözlerle, son kezmiş bakıyor bana.
Elimde sevdiklerimden arta kalan notlarla ve eşyalarla
kalakaldım.
Allahım, nasıl güzel satırlar vermişsiniz bana!
Niye veda etmişsiniz ki hepiniz?
Oysa Kadıköy'de keşfedilecek daha çok sokak,
bakılacak daha çok falımız var.
Gökyüzüne her baktığımda gördüğüm her bulut,
her yıldız,
ve güneşin bütün o sıcaklığı bana sizi gösterecek dostlarım.
Siz, bir telefon kadar uzağımda
Bir kalp kadar yakınımda olacaksınız daima.
Siz hep benimle olacaksınız.
Nasıl otların, balıkların çeşidini bilen insanların aksine
ayrılıkları biliyorsam ben
ve ezbere saydığım yıldızların değil
hasretlerin adıysa
tıpkı Nâzım gibi
bir o kadar da tepeden tırnağa hasretten ibaretim.
Yani,
mecburen,
aslında yakından uzaktan alakası olmayan
ama Nâzım'ınkiyle aynı kapıya çıkan bir hasreti buyur edeceğim bu gece.
Ayrılık ve hasretlerin adını hergün yeniden ezberleyeceğim.
Her kavuşmayı iple çekecek
ve kavuşma esnasında bile size hasret kalacağım.
Ailemin burdaki eksikliğini bana hiç yaşatmayan dostlarım,
sizin eksikliğinizi hiç kimse dolduramayacak.
Siz, sahip olduğum en değerli insanlar olmakla birlikte
benim tek şanslı yönümsünüz.
Sizsiz yarım kalırmışım sahi.
Diğer yarım sizmişsiniz.
"Ben haber etmeden haberimi alırsınız,
yedi yıllık yoldan kuşkanadıyla gelirsiniz.
Gözümün dilinden anlar, elimin sırrını bilirsiniz.Namuslu bir kitap gibi güler,
alnımın terini silersiniz.
O gider, bu gider, şu gider, dostluk;
sen yanı başımızda kalırsın."
Farklı öznelerle böyle demiş işte Nâzım.
İstesemde çok uzağa gidemeyeceğim yani.
Hep yanı başımda olacaksınız.
O yüzden elveda değil benimki.
Sadece bi 'hoşçakal'
Ben tekrar gelip sizi kollarımın arasına alana kadar hoşça kalın herbiriniz.
Ben kendime iyi bakacağım.
Siz bendende iyi bakın.
Yolum ancak size çıkarsa açık olur benim.
Her yolum size çıksın.
Neredeyse hepinizin yazdığı gibi,
her Nâzım dizesi,
her papatya,
her Nil şarkısı,
gördüğünüz her mor
ben olsun aksın içinize.
Sizi öyle seviyorum ki,
hiçbir dilin hiçbir kelimesi yetmiyor anlatmama.
Güle güle dostlar.